Arapca Haber

Muhabbettir Arapça

 

 

İmam Hatipli yıllar ve Arapça da derslerden birisi. Nasıl olacak şimdi? Arapça nasıl bir ders olur? Anlaşılır mı ki, anlatabilirler mi? Anlamadım, anlatamadılar ve anlamak da istemedim. Halk arasında -affedersiniz- kaba bir tabirle şöyle bir algısı vardı, ”Arap çorbası”. Kıyısından bile geçmedim. Yıllar öylece geçti. Arapça sözlüğümü seninle asla bir işimiz olmaz deyip okulun kütüphanesine bıraktım. Ve görünürde uzun bir süre işimizde olmadı.

 

Biraz daha düşünmeye başlayınca, düşününce anladım kıymetini. Ben Müslüman’dım, Kitabım Kur’ân’dı ve sen kitabımın diliydin. Peki, nedendi bu ayrılık? Hayat rehberim inmeliydi o elimin dahi uzanamayacağı duvardaki yerinden yüreğime, dilime, hayatıma. Muhabbet edebilmeliydim Yaratanımla.

 

“Apaçık Kitaba andolsun ki iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça Kur’ân yaptık.”(Zuhruf–3-)

 

Allah-u Teâlâ insanların anlaştıkları, aralarında konuştukları, kendi dilleriyle hitap etmişti onlara. Deryalar kadar derin bir dildin, derinliklerinde kaybolabilirdi insan. Kaybolmalıydı da. Yaratan  hitap ediyordu o lisanla.

 

Sanki her kelimesine, cümlesine kaideler nakşedilmiş. Her yeni kaidenin ardından bir ayet işitmek, ayrı bir heyecandı. Harflerin dizilişi, okunuşundaki ahenk hiçbir şeyde yoktu. Müşrik Arapların dahi nutku tutulmaktaydı, o hoş sedayla, işittikleri Kur’ân ayetleriyle. Kimileri de iman ile şereflenmekteydi. Elbette bu aciz fakirin anlatmaya ne sözleri, ne de gücü yeter. Kelimeleri kifayetsiz kalır.

 

Arapçayla dolu dopdolu geçirdiğim son bir yıl gerçekten gönlümde başka bir yer edinmişti. Sınavlar, projeler, yoğun ders temposu canımı sıkar gibi olduysa da çok da umurumda değildi. Hayallerim başkaydı, umutlarım bambaşkaydı.

 

Yasaklıydın ezanlarda, ölüler üstüne okunmaktaydın, dillerde yoktun, gönüllere hiç girmemiştin. Ancak Kur’ân’ı o bana, bize indiği haliyle işitince, okuyunca anlamak. Ruhu’l-Kudüsün Allah Rasulü’ne okuduğu andaki gibi anlamak. Allah Rasulü’nun hayatına,  bizim hayatımıza indiği gibi anlamak başka bambaşkaydı.

 

Muhabbetimin tamda olabilmesi için duam. Anlayabilmek, yaşayabilmek, anlatabilmektir. Evet, bu muhabbete vesiledir Arapça.

 

SERPİL  BAKIRCI

İzdüşünce

İlgili Makaleler